Anasayfa / Gezi Konulu Yazılar / Narlıgöl Krater Gölü

Narlıgöl Krater Gölü

  • warning: Invalid argument supplied for foreach() in /var/www/kapadokyaweb.com/public_html/sites/all/modules/adsense_injector/adsense_injector.module on line 352.
  • warning: Invalid argument supplied for foreach() in /var/www/kapadokyaweb.com/public_html/sites/all/modules/adsense_injector/adsense_injector.module on line 35.

Ihlara Vadisi'ne giderken mutlaka uğramanız gereken yerlerden birisi de Narlıgöl. Kapadokya bölgesi'nin süprizlerle dolu olduğundan önceki yazılarımda da bahsetmiştim. Narlıgöl gerçekten bizim için bile bir süpriz oldu. Biz gayet masumane bir şekilde Ihlara'ya doğru ilerlerken birden "Krater Gölü ve Jeotermal Alanı" tabelasını görüp sadece bir kilometre uzakta olduğu için ani bir kararla yolumuzu değiştirdik. Kapadokya bölgesinde Kızılırmak ve Baraj Gölü haricinde pek sulak alan görmeye alışkın olmadığımız için biraz da esprili bir şekilde gördüğümüz her su birikintisine "acaba göl bu mu ki?" diye krater gölü muamelesi yaparak yolumuza devam ediyorduk ki birden ani bir fren eşliğinde şaşkınlıkla olduğumuz yerde kaldık.

İşte bizi yolumuzdan çeviren tabela bu. Yol gayet güzel ve tamamen asfalt. Hafifçe bir tepeyi geçiyorsunuz ve rampanın bitiminde birden pat diye bütün güzelliği ile Narlıgöl karşımıza çıkıyor. Bu rampayı sevgili kuzenimin yaptığı gibi otobanda gidiyormuş gibi aşarsanız bizim gibi göle uçuyormuş paniği yaşamanız muhtemel. Tavsiyem yavaş gidin.

İşte bizi karşılayan muazzam manzara böyleydi. Gölün büyüklüğü 2500 metrekare kadar yani ciddi bir büyüklüğe sahip. Ayrıca 70 metre de derinliğe de sahipmiş. Çevre köylerden burada balık da tutulabildiğini öğrenik ama çevresi sazlık olduğu için sağlam teçhizat ile gidilmesi gerekebilir.

Asfalt yol bütün gölü çevreliyor. Şu anda Niğde ili sınırlarında olduğumuz için gölün ve çevresinin bakımının Niğde yetkilileri tarafından yapıldığını tahmin ediyorum. Göle hassas bir özen gösterildiği hemen göze çarpıyor. Tabii kış olduğu için kimsecikler yok ama sıcak aylarda buranın çevre illerden çok rağbet gördüğünü düşünüyorum. Hemen gölün çevresinde bir tur atmak için devam ediyoruz.

Gölün tam karşı tarafında göl kıyısına giden bir yol var. Bu bölge sazlıklardan arındırılmış ve ağaçlandırılmış. Mevsim nedeniyle göl kenarı çamur olduğu için fazla yaklaşamıyoruz. Galiba burası piknik yapmak isteyenler için özel olarak düzenlenmiş. Fotoğrafta fazla büyük görünmüyor ancak ağaçlandırılmış alan bayağı geniş. Ağaçların arasında yürürken yine çok şaşırtıcı bir süprizle karşılaşıyoruz.

Tam ağaçların arkasındaki dağda kayalara oyulmuş bir köy bulunuyor. İçimizde gidip oraları dolaşmak için büyük bir arzu hissetsek de Ihlara'ya devam etmek zorunda olduğumuz için bahar aylarında tekrar gelmeye karar vereriyoruz. Tabii baharda nasıl geleceğimize, neleri ve kimleri getireceğimize dair planlar da yapıyoruz.

Bu fotoğrafta kazılan mağaraları daha iyi görebilirsiniz. Gerçekten eski zamanlarda Kapadokya'da güzel nere varsa hep yaşam bölgelerine dönüştürülmüş. Buralarda nasıl bir yaşam sürdüğüne keşifler yapmak ve o günlere dair fikirler edinebilmek için mağaralara kadar gitmemiz gerekiyor ama dediğim gibi vaktimiz sınırlı. Bu bölgenin Kapadokya Kralının yazlığı olduğuna kendimizi inandırarak yolumuza devam ediyoruz.

Yakından göl böyle görünüyor. Tüm göllerimizde olduğu gibi eski zamanlarda burada su seviyesinin daha yüksek olduğuna dair izler görüyoruz ama göl çevresinin tanziminden uzun zamandır göl seviyesinde bir değişiklik olmadığı anlaşılıyor. Aslında aklım hala girişte gördüğümüz Jeotermal alanı tabelasında. Burada bir de kaplıca olabilir mi?

Sonradan köylülerden öğrendiğimize göre burada önemli bir sıcak su kaynağı varmış. Bir ara burada kaplıca yapılması için sondaj kuyusu açılmış. Köylüler çıkan sıcak suyun 50-60 dereceye vardığını ve yüksekliğinin de 5 metreyi bulduğunu söylüyorlar. Söylediklerine göre çıkan su aşırı derecede kireçli olduğu için kaplıca yapımına uygun bulunmamış ve zamanla da kireçten açılan kuyular kendi kendine kapanmış. Belki teknoloji her zaman doğaya karşı galip gelemiyor ama masraftan kaçmadan farklı teknikler kullanılarak kaplıca yapılması tekrar denenebilir diye düşünüyorum. Narlıgöl böyle bir tesis ile birlikte hem bölge için hem de Niğde için önemli bir turizm merkezi haline dönüşebilir.

Artık gitmek zorundayız. Arkamıza baka baka, durup tekrar tekrar fotoğraf çeke çeke yola devam ediyoruz. Aklımız hala Narlıgölde kaldı. Bahar aylarında tam teçhizatlı olarak tekrar sadece Narlıgöl için geleceğiz ve bu sefer tadını doya doya çıkaracağız.

Eve döndüğümüzde ballandıra ballandıra Narlıgöl'ü anlattım ama herkes tatlı bir gülümseme ile "yaa çok güzel değil mi" diye cevap verdi. Meğer düşündüğüm kadar az bilinen bir yer değilmiş. Hatta yaz aylarında buraya özel bisiklet turları bile düzenleniyormuş.

sami sezer kullanıcısının resmi

Gerçekten bende ilk defa gördum ve dehşet şekilde güzelliğinden etkilendim.Herkese tavsiye ederim burayı zaten 70 yataklı bir otel inşaatıda şu an devam ediyor.

Ziyaretçi kullanıcısının resmi

Otel reklamı gibime geldi :)))

Ziyaretçi kullanıcısının resmi

BİR ARA GİTTİM ORALARA YOLLARI BERBAT BAKIM YOK ARABALAR ZOR GİDİYOR GÖLE VE OTELE OTEL GÜZEL OLMUŞ AMA MÜŞTERİLER BİLMİYORLAR TANITMAK LAZIM OTELİ NİGDELİLERE İYİ BİR YATIRIM

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır. If you have a Gravatar account associated with the e-mail address you provide, it will be used to display your avatar.
  • Web sayfası ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantıya çevrilir.
  • İzin verilen HTML etiketleri: <a> <em> <strong> <cite> <code> <ul> <ol> <li> <dl> <dt> <dd>
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünürler.
  • Bu bölümden ekleyeceğiniz adreslere rel="nofollow" ibaresi eklenecektir.

Biçimlendirme seçenekleri hakkında daha fazla bilgi